İki kadın geçiyor yanımdan. Bugün, akşamüstü. Hava henüz rengini kızıla döndürmeden ve güneşin egemenliğini bilmemkaçmilyar gününcü kez karanlığa teslim etmemişken. Kulağıma takılan bir tümce, konuşmanın bir yerinde:
-....Şair olmuş, şiir kitabı çıkarmış.
Tümce yankılanıyor beynimde, şair olmuş, şiir kitabı çıkarmış, şair olmuş....şiir kitabı.... Kadınlara dönüp baktım üşenmeden, birinin yüzünü yakaladım geçerken, diğeri bana dönük ama ikiz gibiler silüeten. Burada şair olmak, üniversite sınavına girip ve veya şairlik denen müessesenin memur alma sınavlarını başarıyla geçip, onun bir sonucu olarak şiir kitabı çıkarmak gibi birşey olmalı. Benim olamadığım ve belki de hiç olamayacağım. Oysa her kimse konusu edilen, bak çalışmış, başarmıış, şair olmuş, şiir kitabı da çıkarmış. Şair olmuş, şiir kitabı çıkarmış, bir sen, bir sen....Ah sen.
Çocuk ne güzel şair olmuş...