11 Kasım, 2010

Yaşam bir yanılsamadan mı ibaret? Synecdoche, Newyork-Bir Charlie Kaufman Filmi-Yanılsaması mı demeli?



Being J.Malkovich, Confession of a Dangerous Mind ya da Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmlerinin senaristi, tehlikeli kişi, Charlie Kaufman’ın senaristlik yanında bu kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu Synecdoche, Newyork filmini yeni izlediğim için suçluyum.
Fakat yine de eğer iki yıl önce izleseydim aynı etkiyi yaratır mıydı bende bu iki yılda yaşadıklarımdan sonra diye de düşünmeden edemiyorum. Filme ilişkin yorumlarımı
Emre Sururi’nin “Karalamalar” gunlugune gönderdiklerimi aynen buraya alarak, paylaşmak istiyorum bu kez.

Ek olarak, Kaufman’ın bundan sonraki filmini gerçekten merak ediyorum. Daha nereye kadar gideceğini merak etmek anlamında. Merak ediyorum, bu adamın zihnindeki labirentleri merak ediyorum. Gerçekten.

Dagilmak sozcugu tam karsilamasa da bir yaklasik sonuc olabilir su anda icinde bulundugum ruh halini aciklamak icin. Maddeler halinde yazacagim birsey atlamamak icin; Zira 2 gundur yuzbin duygunun icine girdim. Klavye sorunu yuzunden telefonda android klavye(o neyse artik) ile yazmaktan mutevellit turkce karakter kullanamiyorum en bastan ozur dilerim.
1- dagildim cunku son yillarda yasam uzerine cokca aklimi mesgul eden butun sorulari kaufman bir guzel alt alta siralamis, Siralamis da dunya kadar da next step cikarmis izleyiciye dusunsel anlamda, ( buraya yapilacak uymadi, next step daha bir ortustu ondan kullandim)
2- karsilastirmali edebiyat var da karsilastirmali film kritigi var mi bilmiyorum ama Synecdoche'u izlerken kaufmanin butun diger filmleriyle karsilastirmamak olanaksiz zira filmde oyle bir sahne oluyor ki- hepsini su an siralayamam ama ornegin asansor sahnesinde being j.malkovich' i izliyor duygusuna kapilmadan edemedim.- kaufman'in onceki filmlerine kacamak seyahatler yapiyor duygusu kapliyor icini insanin.
3- hazel'in satin aldigi yanan ev ve en sonda o evde dumandan zehirlenmesi favorimdi.
4- film ilerledikce katmanlar olustu sanki filmde.
5- "dunyada 13 milyon insan var ve bunlarin hicbiri fazlalik degil. hepsi kendi hikayesinin kahramani,hepsinin hakki verilmeli" baska sorum yok hakim bey.
6- ayrica aci bir gercekle yuzlestim, adi lazim değil, sevdigim bir sairin bir romanla ilgili yazdigi bir yorumda kullandigi bir bolum (butun birler gerekliydi burda) son on dakikada olmali adel'in olum haberini aldiktan sonra oda ile ilgili metin, nasil da ayni seyi dusunduklerine sastim ve aslinda belki yuzlerce yildir ayni seyleri farkli sekillerde tekrarlasak da insanoglu olarak, bu sanki "kopyala yapistir, sozcukten kazan" mantiginda kopyalanmis gibi geldi, uzuldum.
7-rahibin konusmasi, tiradi mi demeli yoksa?
8-olive oldugunde kolundaki dovmeden dusen yaprak, boris vian gunlerin kopugune gittim ama tamamen kisisel olmali.
9- evet, cok katmanli bir film kesinlikle, tekrarlama geregi duyuyorum.
10- gunluk akis icinde iki gunde izleyebildim filmi ama sanirim bu durum da film icin oldukca anlamli oldu; yasamin kendisinin o telasli akisi icine filmi, filmin icine de yasamin kendisini alarak senkronize bir izleme yapmis oldum, daha bir anlam kazandi film.
11- murathan mungan'in yeni cikan gelecek kitabindaki sorgulamalar, neden bu film ustune geldi, tesaduf mu kader mi, nedir
12- sanırım diger butun filmlerini hatirliyorum ama adaptation'ı yeniden izlemeye karar verdim.
13- nokta. daha ne olsun darısı yeni filmlere, biz çıkalım kerevetine..
14- son olarak son yarim saatini hiçbir destekleyici madde etkisi olmadan hem de, acik bir bilinçle, bilerek ve isteyerek,salya sumuk izleyip- ondan sonra akişa devam etmek biraz zor oldu, uykuda bile olsa.(saçmaladım sanırım burda, neyse ciddiye almayın, yan etkiler sürüyor)
on kasım akşam üzeri, hatta akşamı biraz geçe bir zaman, izmir