Plastik bardakta çay içen bir inşaat işçisinin gözlüğünden göremiyorsan dünyayı, hani oturmuş bilmemkaçaysonra bilmemkaçayvadeyle satılacak afilli sitelerden birinin yarım yamalak balkonuna da plastik bardakta çayını içmekte olan çocuğun, çocuk diyorum olsa olsa yirmilerinin sonunu sürüyordur, ne diyordum uzadı gitti tümce, diyordum ki, işte o çocuğun gözünden göremiyorsan dünyayı, çok yazık. Dünya bu kadarcık işte, anlamadın mı hala, anlamadın mı canım benim?
Bukalemunlar için müzik mi, onun öyküsü eski, kitap hayatıma Başka Sesler Başka Odalardan önce girmiş olsa da, zamanını bekledi o da ve Annem Hakkında Herşey'de Pedro Almadovar'ın
Capote'ye yaptığı o nazik göndermenin üzerinden uzun zaman geçti, ben kitabın adını orda duymuştum. Adına vurulmuştum, sözcüklere vurulma özelliğim var, diğer bütün yazanlar gibi...Sonra büyüttüm o sevgiyi içimde, az önce diktiğim ıtır ve sardunya gibihani büyüdüklerinde çiçekler heyecan duyarsınız sanki öyle birşey, keyfini çıkardım.
Evet yaaa, bukalemunlar için piyanosunu tıngırdatan bir hanımefendiye konuğum şimdi.
Dünyayı kendi ellerimle çizdim. Az önce,
Yahu bir sözcük öbeği aklımda iken geçti gitti, bulutlar gibi....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder