14 Ekim, 2010

Adı Henüz Konmamış Bir Şiir


















Ne güzel kadeh tutuşun vardı senin
Ne güzel
Gözlerini dikişin öyle kadehe
Ve yudumlayışın şarabını
Benim kalem tutuşlarım gibi
Özenli ve sahiplenmiş
Ne güzel içerdin sen Saka Kuşu
Ne güzel içerdik biz seninle
Şiir gibi yudum yudum
Veda eder gibi yavaş yavaş
Bir bakardın ki sen öyle,
Hani,
çok eskiden bilir gibi birini
Ya da öykünür gibi sanki
Sokaktan geçen bir çocuğa

Bardağı tutuşun vardı sonra
Özlemiş gibi sımsıkı, özlemiş gibi içten
Masalar yerlebir, masalar yerlebir olurdu
-Hani bilirsin ya işte-
bir şiiri gürül gürül okur gibi
Senin gibi yani

Ne güzel kadeh tutuşun vardı senin
Ne güzel,
Şiir okur gibi sanki
Ve her bir dizenin üzerinden geçer gibi
Sözcük sözcük ve hece hece
Gecenin içinden geçer gibi keyifli
Ve sabahı bekler gibi sanki biraz telaş içinde
Bir gülüşün damlardı kadehe
Orta yerinde hem de, tam orta yerinde
Masalar yerlebir, yerlebir olurdu
-Bilirsin sen de-
çok eskiden yaşamış gibi sanki
Ve tamamlar gibi yarım kalanları o masada

Sen içerdin, ben seni özlerdim oracıkta
Kadeh tutuşunu özlerdim,
avuçlarımızda kırmızı bulutlar
Kumruları beslerdik Taksim’de
Ya da başka bir şehrin
Adı çok duyulmamış yerlerinde
Kumrulara içerdik, oracıkta
O masada,
Beslediğimiz umutlara içerdik
Umutla,
umutla içerdik biz seninle
Ve geçerdik o masada bütün acılardan

Ne güzel kadeh tutuşun vardı senin Saka Kuşu
Yaşamaya alışır gibi
Ne güzel

Ekim,
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder