Yaşamak geliyor mu içinden
Dolu dolu ve deli dolu belki kimi zaman
Yaşamak geliyor mu içinden
Güneşli bir Cuma durağında
Sonra birden;
Bütün duraklara şairlerin adı konmalı diyor
Bütün duraklara
Örneğin, Turgut Uyar durağında inmeliyim bir gün
“Göğe Bakma Durağını” geçiriyorken aklımdan
Ya da ne bileyim ben
Pablo Neruda veya Nazım Hikmet duraklarından birine sığınmalıyım
Başka bir gün,
sağanak yağmur altında - ıslanmaktan korkmadığım halde-
- Oysa ıslanmaktan korkmadım ki ben çocukluğumdaki kadar-
Edip Cansever durağı mı dediniz
Her şehirde en az bir olmalı örneğin
Cemal Süreya, o da
Ahmet Hamdi, Ahmet Haşim
Ya da Boudelaire, Rimbaud hatta,
Ve adı tahtaya yazılmayan bütün şairler
Bütün duraklar şiir olmalı, şiir kokmalı buram buram
Ve beklediğimiz her durak,
Şimdi karşımda duran endişeli gözleriyle
Yanındaki adamı dinleyen kızın endişesi gibi
Bir endişeyi dağıtmalı
- Ki kızın gözleri yaşamaktı,
Yaşamaktı uzun uzadıya -
Endişeli bir yaşamaktı kızın gözleri
Mutsuz bir gencadama bakıyorum Murathan Mungan durağında
Yüzü darmadağın, yüzü her yerde
Oysa nasıl da benziyor sana
- Küçük Park durağının adını değiştirmeyelim
Göbek adı olsun bir şairin adı
İncecik bir kız geçiyor yanımdan, dal gibi
Dal gibi kırılgan, dal gibi narin
Biliyor musun
son durağı yok şairlerin
Gözlerindeki endişeyi yanında taşıyan kız geliyor aklıma
Ve başına cama yaslamış o mutsuz genç adam
Sana benzeyen
Atilla İlhan durağında iniyorum
Ağustos Çıkmazı dilimin ucunda
10.10.10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder